Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | have difficulty (in) v. | güçlük çekmek |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | have difficulty in v. | zorluk çekmek | ||
SMEs do, however, have difficulty in getting credit. Bununla beraber, KOBİ'ler kredi almakta zorluk çekmektedir. More Sentences |
||||
General | have difficulty in v. | (bir şeyi yapmada) zorlanmak | ||
I would therefore like to thank her, even though she has difficulty in accepting the legality of this proposal. Bu nedenle, her ne kadar bu teklifin yasallığını kabul etmekte zorlansa da, kendisine teşekkür etmek isterim. More Sentences |
||||
General | have difficulty in v. | güçlük çekmek | ||
They also have difficulties in reading some of the official documents which we regularly present. Ayrıca düzenli olarak sunduğumuz bazı resmi belgeleri okumakta da güçlük çekmektedirler. More Sentences |
||||
General | have difficulty in standing v. | ayakta durmakta zorlanmak | ||
General | have difficulty in standing v. | ayakta zor durmak | ||
General | have difficulty in doing something v. | bir şeyi yapmakta zorluk yaşamak | ||
General | have difficulty in v. | bir şeyi yapmada zorluk yaşamak | ||
General | have great difficulty in v. | çok zorlanmak | ||
General | have difficulty in understanding v. | anlamakta zorluk çekmek | ||
General | have difficulty in deciding v. | karar vermekte zorlanmak | ||
General | have difficulty in deciding v. | zor karar vermek | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | have difficulty in repayment v. | ödeme sıkıntısı çekmek | ||
Trade/Economic | have difficulty in repayment v. | ödeme güçlüğü çekmek | ||
Trade/Economic | have difficulty in repayment v. | ödeme zorluğu çekmek | ||
Trade/Economic | have difficulty in finding a market v. | pazar bulmakta zorlanmak |